ŞEHİT DEDESİ HALİL KARAGÖZ :

"TORUNUM ŞEHİT OLDUKTAN SONRA BEN DE YENİDEN ASKER OLMAK İSTEDİM. ŞİMDİ ÇAĞIRSALAR YİNE GİDERİM." 

85 yaşındaki Halil Karagöz, Şehit Binbaşı Adil Karagöz’ün dedesidir. 4 sene karakol komutanlığı yaptığını söyleyen Halil Karagöz’ün dedesi de Yemen’de askerlik yapmış, babası ise Çanakkale’de savaşmış. Halil Karagöz; “Vatana can kurban. Bugün beni askere alsalar yine askerlik yaparım.”diyor.

Bize biraz kendinizden söz eder misiniz?

85 yaşındayım. Bahçe ilçesinin Arıklıkaş köyündenim. 1945’de asker oldum. Siirt, Şırnak, Diyarbakır, Mardin’de karakol komutanlığı yaptım. Askerliğim 4 sene sürdü. Sonra Devlet Demir Yollarına girdim. 300 işçim vardı. Yol malzemesi döşüyorduk. Nusaybin, Ceylanpınar, İskenderun, Toprakkale-İskenderun hattı, Yenice-Mersin, Ulukışla-Adana arasında çalıştım. 1980 yılına kadar bu görevime devam ettim. Daha sonra mahalle muhtarlığı yaptım. Şimdi bahçemle uğraşıyorum. Meyve ve çiçek yetiştiriyorum. Arıcılık yapıyorum. Gençken güçlü kuvvetliydim tabi. 196 kiloyu kaldırırdım.

Kaç çocuğunuz, kaç torununuz var?

5 kız 5 erkek çocuğum var. Polis olan oğlum emekli oldu. Bir oğlum arıcılıkla uğraşıyor 160 kovan arısı var. Bir oğlum Bahçe Kaymakamlığında memur olarak çalışıyor. Kızlarım çalışmıyor. Torunlarımın sayısını tam olarak bilmiyorum ama  50’yi geçer.

85 yaşınızdasınız. Sağlığınızın yerinde olduğunu söylüyorsunuz. Nasıl bir beslenme düzeniniz var?

Ben çok meyve yerim. Meyve suyunu da çok içerim. Ama öyle her meyveyi değil. Doğal olanı. Hormonlu meyve sebzeye elimi sürmem. Zaten bahçemde kendim yetiştiriyorum meyveleri. Bir de çok fazla çay içmem. Çay da sigara kadar olmasa da zararlıdır. Bir de kola var. Onu hiç içmem. Kolanın içine katılan katkı maddesi çok zararlıdır. Tereyağı faydalıdır ama çok yememek gerek. Özellikle zeytinyağı çok faydalıdır. Onu bol yerim. Ben aslında vatan hizmet ederek sağlık sıhhat buldum.

Bahçenizde hangi meyveleri yetiştiriyorsunuz?

Kiraz, zeytin yetiştiriyorum. Zeytin çok faydalı çok da lezzetlidir. Kendi zeytinlerimizden salamura yaparız. Bir de çiçeğe meraklıyım. Bahçemde güllerim var. Kadife güller, asma gülleri. Ben bunlarla uğraşmazsam rahat edemem. 30 kovan arımız var. Onunla da çoğunlukla hanımım ilgileniyor.

Bahçenizde yetiştirdiğiniz zeytinlerden salamura zeytin yaptığınızı söylediniz. Nasıl yapıldığını anlatır mısınız?

Zeytinler iyice siyahlaşınca ağaçtan toplanır. Yıkanır. Yıkandıktan sonra çatalla delinir. Daha sonra tuzla karıştırılıp torbaya konur. 20–25 gün kalır. Ama bu 25 gün içinde 3 günde bir karıştırılır. Daha sonra tuzu yıkanır, serilir. 10 gün o şekildekaldıktan sonra hazır hale gelir. Sağlığa çok faydalıdır. 
 

Devlet Demir Yollarında çalıştığınızı söylediniz. Devlet Demir Yolları’nın bugünkü durumu ile sizin zamanınızdaki halini kıyaslarsanız neler söylersiniz?

Devlet Demir Yollarında şu anda çok büyük bir gelişme var. Hala takip ediyorum gelişmeleri. Teknoloji nasıl geliştiyse Devlet Demir Yolları da öyle gelişti. Şimdi Bilgisayarla yapılıyor her şey. Tamiratları bile bilgisayarla yapıyorlar.

4 yıl karakol komutanlığı yaptığınızı söylediniz. Ailenizde sizin gibi uzun süreli askerlik yapmış olanlar var mıydı?

Dedem Yemen’de askerlik yapmış. Babam 1. Cihan Harbinde Çanakkale’de ve Sırp-Karadağ’da kalmış. Babamın 16 sene askerliği var. Ben de Siirt, Şırnak, Diyarbakır, Mardin’de karakol komutanlığı yaptım. Şunu söyleyeyim; Şu ortamın karışıklığında ben yeniden asker olmak isterim. Ordu bana elbise versin görev versin askerlik yaparım. Ağır makineli kullanabilirim. Askerdeyken komutanlarım benden, ben komutanlarımdan çok memnumdum. Bütün komutanlarıma çok teşekkür ediyorum.

Babanızda ya da dedenizden duyduğunuz, savaşla ilgili sizi etkileyen bir anı var mı?

Savaş zamanında işgal sırasında Fransız askerleri yemek yiyorlarmış. Köylerde kimse kalmamış. Öksüzler yetimler kalmış bir tek. Açlar tabi. Ana yok başlarında baba yok. İşte böyle günleri gördü bu ülke. Gençler unutmasınlar. 250.000 şehit var Çanakkale’de, 90.000 de Sarıkamış’ta. Bu insanlar bu vatan için öldüler. Onları hatırlasın gençler, sahip çıksınlar vatana.

Babanız, dedeniz uzun yıllar askerlik yapmış. Sizin askerliğiniz de 4 yıl sürmüş. 2 oğlunuz da polis. Ailenizde çok sayıda asker ve polis var.  2006 yılında yine asker olan bir torununuz Binbaşı Adil Karagöz şehit oldu. Duygularınızı alabilir miyiz?

Ben onu çok severdim. Askeri okulda okuması için Noterden teminat verdim. Çok istedim asker olmasını. Ama kader böyleymiş şehit oldu. Vatan sağ olsun. Bu memleket bizim memleketimiz. Bu memleket çok zahmet, çok acı çekti. Vatana can kurban. Benim torunum da bu vatana canını kurban edenlerden. Bu torunum şehit olduktan sonra ben de yeniden asker olmak istedim. Şimdi çağırsalar giderim.

“Tarihimizi kimse unutmasın.” dediniz. Gençlere söylemek istediğiniz başka bir şey var mı?

Bu vatan canımızla beraberdir. Bunu unutmasınlar öncelikle. Çok eziyetler çekti bu memleket. Çok büyük acılarla kuruldu. Öyle kolay değil. Geçmişimizi unutmasınlar. Şimdi gençlere bakıyorum da dayanma güçleri az. Biz askerdeyken dağlarda 3–4 gün aç kalır, yaprak yer, doyardık. Vatan canla beraber olmalı, gerektiğinde onun için fedakâr olmalı, zahmetler çekmeli.

Son olarak söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Sayın Valimize çok teşekkür ediyorum. Geçen gün beni ziyarete geldi. Çok memnun oldum ziyaretinden. Onunla artık amca-yeğen olduk. Ben onun amcasıyım o benim yeğenim.